kanserle mücadele bir umut ışığı derneği
Gözlerimizin siyahında küçücük bir umut ışığı belirsin diye, umutsuzluklar içinde çabalayan insanlarımız var bizim. “Umutsuzluk” dediğime bakmayın. Yüreğimizden geldiğince umutlar yeşertmeye çalışıyoruz milletimizle. Kaybettiğimiz canlardan bahsediyorum umutsuzluk dediğimde.
Soma İçin Adalet Komisyonu bileşenlerinden Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı da, sözkonusu hizmet alım sözleşmesinin anayasa aykırı olduğunu, imzalanmasının suç olduğunu belirtiyor: “M aden soğutma ya da bir yere taşımayı taşerona verebilirsiniz, ama madenden kömür çıkarma devletin asıl işidir, onu taşeronla yapamazsınız.”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, 'Bu çalışma, kanser hastalarına yeni bir umut ışığı oldu' dedi.
Bir an olsun bile hastalıklarla mücadele ederken şikayet etmeyen adam, tıp tarihinde bir mucize olarak gösteriliyor. Geçirdiği onlarca ameliyatın sonunda zaferle çıkan ve her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalan baba, kemoterapi tedavisi sonrasında Macmillan Kanserle Mücadele Vakfı için destek bulmaya çabalıyor.
Gazze 'deki Sağlık Bakanlığı ve Filistinli Çocuklara Yardım Fonu'nun (PCRF) iş birliğiyle hastanenin ikinci katında açılan Çocuk Onkoloji Bölümü'nün kanser hastalığıyla mücadele eden çocuklara "umut ışığı" olması bekleniyor.Kanser hastası çocuklar için hazırlanan bölümde 15 yataklı kemoterapi ve kan nakli
Rencontres A Xv France 2 Replay. Genç yaşta yakalandığı kanser hastalığı ile hayatı değişen ve bu hastalıkla mücadele eden herkese umut ışığı olan Dida Kaymaz, başkanı olduğu Kansersiz Yaşam Derneği'nin YaşaTIR'ı ile Anadolu gezisini sürdürüyor. 26 yaşındayken 180 gün ömür biçilen, ardından hayatının 180 derece değiştiğini ifade eden Dida Kaymaz, kendisi gibi "Kansere İnat, Yaşasın Hayat" demek isteyenlerle Antalya'da buluşmaya hazırlanıyor. Cigna Finans ve Kansersiz Yaşam Derneği işbirliği ile hayata geçirilen, 2014 yılının en iyi projesi ödülüne sahip 'YaşaTır', Anadolu turuna devam ediyor. Sağlıklı insanların hayatlarını daha sağlıklı sürdürebilmeleri, kanserli hastaların ise yaşam kalitelerini artırabilmeleri için Türkiye'nin çeşitli illerini gezerek seminerler düzenleyen Kansersiz Yaşam Derneği'nin 'YaşaTır'ı 29 Kasım'da Konyaaltı Belediyesi önünde konuşlanacak. Kent Konseyi ve Memorial Hastanesi'nin katkılarıyla, özel hazırlanmış mobil TIR'da, Dida Kaymaz ve Dr. Mustafa Özdoğan, 'hayat kurtaracak' bilgileri bu kez Antalyalılar ile paylaşacak. Saat Memorial Hastanesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Karlı, 'Kanser Nedir? Kanserden Korunabilir miyiz?' konulu semineriyle katılımcılara bilgi verecek. Memorial Hastanesi Diyetisyeni Refik Sezgin, Jineonkoloji Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Karaca, Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Tolgay Akın, Nur Bilen Yavuzer ve Nilgün Bodur'un da sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenme ve iyi yaşam üzerine sohbetleriyle katılacağı etkinlikler 1 gün süreyle Antalya'da devam edecek. 22 Kasım'da Anadolu turuna başlayan 'YaşaTIR'; Bursa, Eskişehir, Ankara ve Adana'da yüzlerce kişiye ulaştı. İlk yolculuğunda 6 şehirde mola vermeyi planlayan Kansersiz Yaşam Derneği'nin seminer tırı, Antalya'dan sonra 1 Aralık'ta İzmir'de yüzlere kişiye umut ışığı tutacak. 36 KİLOYA DÜŞTÜ, HAFIZASINI KAYBETTİ, KANSERİN DÜŞMANI OLDU Kanseri, tedavi sürecini, yaşadığı sorunları, hastalığından ondan aldıklarını ve ona kazandırdıklarını 180 adını verdiği kitabında okuyucularla paylaşan Kaymaz, "Acının değil, umudun; hastalığın değil iyileşmenin kitabı '180'. Ölümle burun buruna gelen insanların yaşama bakışı daha farklı ve cesur olur. Ben çıktığım, cesaret gösterdiğim serüveni anlattım" dedi. 18 ay yatağa bağlı yaşadığını, altı ay hafızasını kaybettiğini, 36 kiloya düştüğünü ve dört ay tekerlekli sandalyeyle yaşadığını ama buna rağmen yılmayıp kansere savaş açtığını dile getiren Dida Kaymaz, kendisi gibi umuda ihtiyacı olanlara ulaşmak istediğini vurguladı. Kanser hastalığı konusunda toplumu bilinçlendirmek, kanser hastası kişilere ve ailelere destek vermek için kurulan Kansersiz Yaşam Derneği 2010 yılından bugüne kadar 193 bin kişinin hayatına dokunmayı başardı. Kansersiz Yaşam Derneği'nin 'YaşaTIR'ı, Cigna Finans'ın katkılarıyla, sağlıklı insanların hastalıktan korunmaları konusunda farkındalıklarını arttırmak, kansere neden olan yaşam koşulları hakkında toplumu bilinçlendirmeyi amaçlıyor. - ANTALYAİhlas Haber Ajansı / Güncel Memorial Türkiye Antalya Kaymaz Politika Güncel Haberler
Pandeminin ortasında bir umut ışığı İmmünoterapiyle Kanserle Mücadele ve Daha FazlasıBağışıklık sistemi insanların hastalıklara karşı korunmasını sağlayan etkili bir savunma sistemidir. Bağışıklık sisteminiz; özel hücreler, dokular ve organlardan oluşan karmaşık bir ağla birlikte kanser hücreleri de dahil olmak üzere size zarar verebileceğine inandığı yabancı maddeleri tespit etmek ve yok etmek için günün her saati durmaksızın çalışır. Bağışıklık sisteminiz vücutta kanserin büyümesini ve yayılmasını engellemek için her ne kadar elinden geleni yapsa da, kanser hücreleri sinsidir ve genellikle bağışıklık sistemi tarafından tespit edilmemenin yolunu bağlamda İmmünoterapi, bağışıklık sistemini “güçlendirmesine” yardımcı olarak kansere karşı mücadelede daha etkili olmasını sağlayabilir. Nitekim kanserle savaşın başarılı sonuçlanması için bağışıklık sisteminin güçlü olması büyük önem tedavisinde devrim niteliğinde bir atılımİmmünoterapi, enfeksiyonlar ve kanser gibi hastalıklarla savaşmak için vücudun kendi bağışıklık sistemini kullanarak çalışır. Kanserle tedavide immünoterapi bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasına yardımcı olmaya ve onları yok etme tepkisini güçlendirmeye odaklanır. İmmünoterapi, kemoterapi ve hedefe yönelik akıllı tedavilere göre çok daha iyi ve uzun süreli yanıtlar sağlayabilmektedir. İmmünoterapi, bu kalıcı yanıtı bağışıklık sisteminde T hücrelerinde bir hafıza oluşturarak Kanser Enstitüsü National Cancer Institute NCI, kanser teşhisi konmuş hastalar için şu anda mevcut olan beş farklı immünoterapi türü olduğunu belirtiyorİmmün Kontrol Noktası İnhibitörleri Kanser ve immün sistem arasında sıkı bir iletişim olduğu, salgılanan sitokinler ve kemokinlerle görülmektedir. İmmün sistem temelde kendine yabancı olanı tanıma prensibiyle çalışır ve tümör hücreleri de anormal bir durumu temsil ettiğinden immün sistemin hücreleri tarafından tanınırlar. Ancak kanser ilerledikçe tümör mikroçevresi de buna göre şekillenir ve immün sistem hücreleri mikroçevreden aldıkları sinyaller nedeniyle işlevsiz hale gelirler. Bu süreçte bazı immün kontrol noktası inhibitörlerinin etkili olduğu bulunmuştur. Özellikle T hücreleri üzerinde bulunan bu kontrol noktaları, tümör gelişimi için kritiktir. İmmünoterapi, bu immün kontrol noktası inhibitörlerini bloke ederek tekrar T hücrelerinin fonksiyonlarının geri kazanılmasını ve tümör hücreleriyle savaşmayı amaçlamaktadır. Nitekim kontrol noktaları bloke edildiğinde, bağışıklık hücreleri vücuttaki kanser hücrelerinin varlığına daha güçlü yanıt Transfer Terapisi Bu terapi, vücudun T hücrelerinin kanserle savaşma yeteneğini arttırır. Bağışıklık hücreleri tümörden çıkarılır ve tümöre karşı en aktif olduğu belirlenenler, kanser hücrelerine daha etkili şekilde saldırmaları için laboratuvarda modifiye edilir. Laboratuvar yeterince hücre ürettiğinde, söz konusu hücreler hastalıkla savaşmak için vücuda geri enjekte edilir. Tedaviye yanıt vermesi çok zor olan ileri evre metastatik prostat kanserli hastalarda hücre aşısı kullanılarak elde edilen sonuç bu alanda ilerisi için umut Antikorlar mAb’ler Kanser immün terapi yöntemlerinden klinik uygulamalara en fazla aktarılan ve onaylananı terapiye yönelik monoklonal antikorlardır. Günümüzde ilaç olarak üretilen başlıca antikorlar Trastuzumab, Cetuximab, Bevacizumab, Alemtuzumab, Rituximab gibi monoklonal antikorlardır. Hedef aldıkları başlıca kanserler meme kanseri, kolon kanseri ve çeşitli kan kanserleridir. Monoklonal Antikorlar mAb’ler kanser hücrelerinde spesifik hedeflere bağlanmak için tasarlanmış, laboratuvarda oluşturulan bağışıklık sistemi proteinleridir. Bu proteinler kanser hücrelerini “işaretler” ve bağışıklık sistemi tarafından daha kolay tanınmalarına ve yok edilmelerine izin Aşıları Bu aşılar, belirli kanserlere karşı bağışıklık tepkisinin başlamasına yardımcı olmak için uygulanır. Kanser aşılarıyla bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine tepkisini artırılması Sistemi Modülatörleri Bu özel ilaçlar, belirli kanserlerin tedavisine yardımcı olmak için vücudun bağışıklık sisteminin belirli kısımlarını belirli kanserlerin tedavisi için büyük umut vaat etse de, tüm kanserlerin immünoterapiye yanıt vermeyeceğini ve aynı kanser teşhisi konan tüm hastaların belirli bir immünoterapiden aynı sonuçları almayacağını bilmek yeni gelişmelere yakından bakışDiğer kanser tedavileri gibi, hastaların immünoterapiden elde edilecek sonuçlar her zaman öngörülebilir değildir. Bazı hastalar için tedaviden sonra muazzam bir başarı elde edilirken bazı hastalar başka tedavi seçenekleri arayışına önde gelen kanser araştırmacıları bu alandaki mevcut araştırmaların, immünoterapi direncine yönelik çözümleri ortaya çıkarmayı, hastaların immünoterapiye verdiği tepkileri tahmin etmenin yollarını belirlemeyi, kanser hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından tespit edilmekten nasıl etkili olabildiği hakkında bilgi edinmeye, araştırmalarına durmaksızın devam Araştırma Enstitüsü’nün açıkladığı immünoterapi araştırmalarındaki en son gelişmeler şöyleMeme kanseri için ilk kontrol noktası immünoterapisinin onaylanmasıPankreas kanseri için yeni bir kombinasyon immünoterapi / kemoterapi tedavisinde başarıGeleneksel olarak kan kanserine odaklanan CAR T-hücresi tedavisi araştırmasının katı kanserlere solid katı, organ genişletilmesiİmmünoterapide hızla büyüyen bir araştırma alanı olarak biyobelirteçlerin ortaya çıkışıBunlara ek olarak Cardiff Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yayınlanan bir araştırma, MR1 ile sınırlı T hücrelerinin hem kanser türlerini hem de T hücre immünoterapisi kullanılarak tedavi edilebilecek hastalar için kullanılabileceğini ortasında bir umut ışığı İmmünoterapinin kanser teşhisi ile karşı karşıya kalan hastalara umut verdiği biliniyor olsa da, araştırmalar neticesinde elde edilen yeni kanıtlar immünoterapinin hızla gelişen COVID-19 dahil olmak üzere diğer hastalıklarla mücadele eden hastalar için umut vaat edebilir zira Kanser Araştırma Enstitüsü , COVID-19 teşhisi konan bazı hastaların sitokin salınım sendromu CRS adı verilen bir durumla ilişkili olanlara benzer semptomlar yaşadığını belirtiyor .CRS, bir bireyin dokularına ve organlarına zarar veren aşırı iltihaplanma ile karakterizedir ve sitokin salınım sendromunun kanser teşhisi konmuş ve CAR T-hücresi immünoterapisi almış hastaları etkilediği bilinmektedir. Sitokin interlökin-6’nın IL-6 aktivitesini bloke etmenin bazı kanser türlerinin yol açtığı semptomları önemli ölçüde hafifletebildiği biliniyor. Nitekim araştırmacılar kanser teşhisi konan hastalarda kullanılan aynı ilaçların COVID-19 teşhisi konan hastaları tedavi etmek için kullanılıp kullanılamayacağını olarak immünoterapi; cerrahi yöntemler, radyoterapi ve kemoterapi gibi diğer kanser tedavileri kadar yaygın olarak kullanılmasa da, belirli kanser türlerine yakalanan hastalara büyük umut veriyor. Bu alandaki gelişmeler immünoterapinin salt kanser teşhisi konmuş hastalara değil, aynı zamanda COVID-19 dahil diğer ciddi enfeksiyonlar ve hastalıklarla teşhis edilenlere de fayda sağlayabileceği yönünde umut vadettiğini National Foundation For Cancer Research Immunotherapy Fighting Cancer and More?
Dünyayı etkisi altına alan ve her gün farklı bir yönü keşfedilen koronavirüsün, özellikle kronik hastalıkları olanlarda ölümcül etkiye sahip olduğu, kanser, hipertansiyon, diyabet, kalp gibi rahatsızlıkları olan kişilerin kendilerini koronavirüsten çok daha sıkı korumaları gerektiği son dönemde sık sık tekrarlanır oldu. Ancak kanser hastalarıyla ilgili son aylarda paylaşılan ilginç sonuçlar kanser tedavisi için yeni bir umut ışığı doğurdu. Forbes dergisinde yayınlanan bir makalede, koronayla mücadele eden hücrelerin, lenf kanseri hücrelerini yok ettiği belirtildi. Makalede, lenfoma tanısı konulan 61 yaşındaki bir hastanın, koronaya yakalanması ve tedavisi sonrası kanseri yendiğinin belirlendiğine işaret edildi. Bu hastanın korona tedavisi sürecinde kortizon almadığı ve lenfoma tedavisine de başlanmadığı halde dört aylık süreç sonrası lenf kanserini tamamen yendiği açıklandı. Konuyu inceleyen bilim adamları Covid’i yenmek için güçlendirilen bağışıklık sisteminin kanserli hücrelerin de azalmasına yol açtığının üzerinde duruyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal konuyla ilgili “Koronayla mücadele kapsamında geliştirilen bağışıklık sisteminin bazı tümörlerle mücadele etmesi ve onları yok etmesi kanser hastalarına yeni bir umut ışığı oldu.” açıklamasında bulundu. HER KANSER TÜRÜNDE GEÇERLİ OLMAYABİLİR “Bağışıklık sisteminin tümör hücrelerine etki edebilmesi için tümör hücrelerinin hepsinin birbirine benziyor olması gerekiyor” diyen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Sık rastlanılan akciğer, kalın bağırsak ve meme kanserinde tümör hücreleri birbirine çok benzemez. Koronaya karşı geliştirilen bağışıklık sisteminin bu tür kanser türlerinde başarılı olma ihtimali daha düşüktür. Bu konuda gözlemlerimize devam ediyoruz.” açıklamasıyla durumun her kanser türünde geçerli olamayacağının altını çizdi. Uzmanlara göre koronavirüsle savaş için bağışıklık sisteminin harekete geçirilmesi kanserli hücreleri de yok etmeye yarayabiliyor. Özellikle lenfoma gibi bağışıklık sistemi yanıtına çok duyarlı olan kanser türlerinde bu durum çok etkili olabiliyor. Forbes dergisindeki makalede görüşlerini dile getiren ABD’li uzman Friedberg , “Virüslere karşı verilen bağışıklık yanıtının anti-kanser etkilerini anlamak konusunda daha çok yolumuz var” diyor. Lenfomaların bağışıklık yanıtlarına karşı çok duyarlı olduğunun altını çizen Friedberg, Covid enfeksiyonu ile gerçekleşen kanserli hücrelerdeki gerilemenin garanti olmadığına dikkat çekiyor. Ancak Friedberg, kanser tedavisinde, virüslerin hatta aşıların kullanması ile vücudun kendi bağışıklık yanıtının ortaya çıkarılmasının çok önemli bir başlık olduğunu vurguluyor. Paros Dergisini anlaşmalı bayilerimizden ya da web sitemizden online olarak satın alabilirsiniz. Online Dergimizi Satın Almak İçin - Online Dergi Size En Yakın Bayi İçin - Bayilerimiz
Dünyayı etkisi altına alan ve her geçen gün farklı bir yönü keşfedilen corona virüsü, bu kez lenfoma hastalarına umut oldu. İngiltere'de yayınlanan bir makalede, coronayla mücadele eden hücrelerin, lenf kanseri hücrelerini yok ettiği kaleme alındı. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, "Bu çalışma, kanser hastalarına yeni bir umut ışığı oldu" dedi. İngiltere’de yayınlanan bir makalede, lenfoma tanısı konulan 61 yaşındaki bir hastanın, coronaya yakalanması ve tedavisi sonrası kanseri yendiğinin belirlenmesi kaleme corona tedavisi sürecinde kortizon almadığı ve lenfoma tedavisine de başlanmadığı anlatılan makalede, 4 aylık süreç sonrası kişinin lenf kanserini de tamamen yendiği ifade insanları ise coronayla savaşması için güçlendirilen bağışıklık sisteminin, aynı zamanda kanserli hücrelere saldırdığını ve onları da etkisiz hale getirdiği üzerinde duruyor.“KANSERLİ BÖLGE KENDİLİĞİNDEN İYİLEŞTİ”Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, konuyla ilgili şunları söyledi“Yakın zamanda İngiltere’de lenf kanseri teşhisi konulan ve sonrasında coronaya yakalanarak tedavi edilen yaşlı bir kişide, kansere ilişkin tedavi uygulanmamasına rağmen kanserli bölgenin kendiliğinden iyileştiği rapor edildi. Bu gözlemlerin arkası gelecek olursa coronayla mücadele kapsamında geliştirilen bağışıklık sisteminin bazı tümörlerle mücadele etmesi ve onları yok etmesi kanser hastalarına yeni bir umut ışığı oldu.”Prof. Dr. Serdar Turhal“Lenfoma tümör hücrelerinin yüzeyindeki belirteçler değişken olmayan tümör türüdür. Vücudun güçlenen bağışıklık sisteminin, sabit tümör hücrelerine karşı başarılı olma ihtimali daha yüksektir. Coronayla etkin mücadele için geliştirilen bağışıklık sistemi, benzer bir şekilde lenfoma kanserine de etki ediyor olması ihtimalini doğurur. Daha sık gördüğümüz akciğer, kalın bağırsak ve meme kanseri gibi hastalıklarının bazılarında da corona hastalığına karşı geliştirilen bağışıklığın etkili olmasını ümit etmek istiyoruz.”“DİĞER KANSER TÜRLERİ İÇİN AYNI DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL”“Bağışıklık sisteminin tümör hücrelerine etki edebilmesi için tümör hücrelerinin hepsinin birbirine benziyor olması gerekiyor. Sık rastlanılan akciğer, kalın bağırsak ve meme kanserinde tümör hücreleri birbirine çok benzemez. Coronaya karşı geliştirilen bağışıklık sistemi bu tür kanser türlerinde başarılı olma ihtimali daha düşüktür. Bu konuda gözlemlerimize devam ediyoruz.”Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde Türkiye’de kanser tanısı konulan ve coronaya yakalanan 1523 hastanın tedavi süreçlerini yakından izlediklerini anlatan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu hastalar aktif tedavi alan hastalarımızdı. Çin ve İtalya’da kanser teşhisi konuldıktan sonra coronaya yakalananların ölüm oranları yüzde 40’lar ile telaffuz edilirken Türkiye’de ise bu oran yüzde 5’lerde kaldı” dedi. DHA İlginizi Çekebilir 'Aşı toplumun büyük kesimini 6 ay içinde bağışık hale getirecek' İlginizi Çekebilir Coronaya iyi geliyor diyerek bal arılarına kendilerini sokturuyorlar
Semra DEMİR- Osman BAKIR/ İSTANBUL DHA -Oluşturulma Tarihi Ocak 23, 2021 1335Tüm dünyayı etkisi altına alan ve her geçen gün farklı bir yönü keşfedilen koronavirüs, bu kez lenfoma hastalarına umut oldu. İngiltere'de yayınlanan bir makalede, koronavirüsle mücadele eden hücrelerin, lenf kanseri hücrelerini yok ettiği kaleme alındı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, "Bu çalışma, kanser hastalarına yeni bir umut ışığı oldu” dedi. İngiltere’de yayınlanan bir makalede, lenfoma tanısı konulan 61 yaşındaki bir hastanın, Kovid-19’a yakalanması ve koronavirüs tedavisi sonrası kanseri yendiğinin belirlenmesi kaleme alındı. Hastanın, Kovid-19 tedavisi sürecinde kortizon almadığı ve lenfoma tedavisine de başlanmadığı anlatılan makalede, yaklaşık 4 aylık süreç sonrası kişinin lenf kanserini de tamamen yendiği ifade edildi. Bilim insanları ise koronavirüsle savaşması için güçlendirilen bağışıklık sisteminin, aynı zamanda kanserli hücrelere saldırdığını ve onları da etkisiz hale getirdiği üzerinde duruyor."KANSERLİ BÖLGE KENDİLİĞİNDEN İYİLEŞTİ"Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, "Bugünlerde koronavirüs hastalığıyla ilgili her türlü bilgi onkoloji doktorları olarak bizimde ilgimizi çekiyor. Yakın zamanda İngiltere’de lenf kanseri teşhisi konulan ve sonrasında koronavirüse yakalanarak tedavi edilen yaşlı bir kişide, kansere ilişkin tedavi uygulanmamasına rağmen kanserli bölgenin kendiliğinden iyileştiği rapor edildi. Bu gözlemlerin arkası gelecek olursa koronavirüsle mücadele kapsamında geliştirilen bağışıklık sisteminin bazı tümörlerle mücadele etmesi ve onları yok etmesi kanser hastalarına yeni bir umut ışığı oldu" dedi. "MANİPÜLE EDİLMESİ KOLAY BİR HASTALIK"Lenf kanserlerinin diğer kanser türlerine göre daha kolay tedavi edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Turhal, “Lenfoma tümör hücrelerinin yüzeyindeki belirteçler değişken olmayan tümör türüdür. Vücudun güçlenen bağışıklık sisteminin, sabit tümör hücrelerine karşı başarılı olma ihtimali daha yüksektir. Koronavirüsle etkin mücadele için geliştirilen bağışıklık sistemi, benzer bir şekilde lenfoma kanserine de etki ediyor olması ihtimalini doğurur. Daha sık gördüğümüz akciğer, kalın bağırsak ve meme kanseri gibi hastalıklarının bazılarında da koronavirüs hastalığına karşı geliştirilen bağışıklığın etkili olmasını ümit etmek istiyoruz” diye konuştu. "DİĞER KANSER TÜRLERİ İÇİN AYNI DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL"Türkiye’de kalın bağırsak, akciğer ve meme kanseri gibi türlerin daha sık görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bağışıklık sisteminin tümör hücrelerine etki edebilmesi için tümör hücrelerinin hepsinin birbirine benziyor olması gerekiyor. Sık rastlanılan akciğer, kalın bağırsak ve meme kanserinde tümör hücreleri birbirine çok benzemez. Koronavirüse karşı geliştirilen bağışıklık sistemi bu tür kanser türlerinde başarılı olma ihtimali daha düşüktür. Bu konuda gözlemlerimize devam ediyoruz” diye konuştu. KOVİD-19’A YAKALANAN KANSER HASTALARININ ÖLÜM ORANI TÜRKİYEDE DAHA DÜŞÜKSağlık Bakanlığı'nın kontrolünde Türkiye’de kanser tanısı konulan ve koronavirüse de yakalanan 1523 hastanın tedavi süreçlerini yakından izlediklerini anlatan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu hastalar aktif tedavi alan hastalarımızdı. Çin ve İtalya’da kanser teşhisi konuldıktan sonra koronavirüse yakalananların ölüm oranları yüzde 40’lar ile telaffuz edilirken Türkiye’de ise bu oran yüzde 5’lerde kaldı” dedi.
kanserle mücadele bir umut ışığı derneği